2

HAYATI OKUMAK

Kitap okumanın yararları üzerine birçok yazı var. Belki, ben de daha sonra bunlara değinebilirim. Kitap okuma alışkanlığı güzel bir alışkanlık; buna denecek hiçbir sözüm olamaz. Ancak, kitap seçimi, seçilen kitapların çeşitliliği, arıların her çiçekten bal özü aldığı gibi, çok önemli…Her kitap ve yazar,konuları değişik açılardan ele alıyor. Yoksa, bence sakız çiğner gibi olursunuz. Çiğne, çiğne, aynı şey…

Bazıları, çok kitap okuduğu ile öğünür, bunu bir öğünç olarak herkese anlatır da anlatır. Çünkü, anlatacak hiçbir sosyal ilişkisi, değişik konularda geçerli fikirleri yoktur. Makara gibi sarar da sarar. Okunan kitaplar, kişiyi kesinlikle geliştirmediği gibi; hayattan, gerçeklerden uzaklaştırır. Sadece roman, hikaye kahramanlarıyla hayatını paylaşır.

Dünyada, gerçeklerde, değişiklikler olmuştur,herşeyden bihaberdir. Fazla detay üzerinde durmayacağım,( yedi uyurlar, ashab-ı keyf ) gibi paralar değerini kaybetmiştir, düzen tamamen değişmiştir. Bir uyanırlar, akla hayale gelmeyecek değişiklikler olmuştur. İşte, sadece tek yönlü, hiçbir katkısı olmayan, kitaplara gömülerek yaşayanların hazin sonu…

Eğitim, her zaman en önlerde gelen değer olmuştur, benim için. EĞİTİM deyince diplomayı alıp asmak değildir, aslolan.Diploması olmayan, ancak ,kendisini sürekli, gelişime ve eğitime açık olarak gerçek hayatı yaşayanlar,hayatın içinde olanlar, diploması olan, her zaman yararlı, hayata dair bilgi edinenler, bunu yaşamlarına yansıtanlardır, önemli olan.

Yaşamda herşey, bir denge üzerine oturtulmuştur. Hep çalışmak olmaz, hep eğlence olmaz, hep dinlence olmaz… Bunun gibi yanına pekçok şey koyabiliriz. Sadece kitaplara gömülenlerde mutlaka bir farklılık vardır. Neden sadece, okumak? İnsanlardan kaçış, geçmişte, çocuklukta yapılan yanlışlar mıdır, kişiyi tepkisiz bir ortama iten, çünkü, karşıdan bir tepki gelmemekte,kimse size karşı çıkmamakta ve sizin savunma gibi bir ihtiyacınız doğmamaktadır, kişi içine kapanmaktadır.Hayattan ürkme ve kitapların sayfaları içine saklanmaktır.Yaşanan ortamdan kaçış, aile ile çocuğun hiçbirşeyi paylaşamaması,aile içinde iletişimsizlik..”.Hayatı Okumak” diye attım,başlığımı. Bu çocuklar, özel olarak ilgilenilmesi gereken çocuklardır.

Nedenine gelince, İLERİDE AİLE KURACAKLARDIR, EŞ VE ÇOCUKLARINA KENDİ PROBLEMLERİNİ TAŞIYACAKLARDIR !!!!

0

SBS

Hepimiz dünyaya gelirken ilk büyük sınavımızı veriyoruz. Zoru başararak ilk soluğumuzu alıyoruz. Bundan sonra hayatta kalabilmek için çabalıyoruz da, çabalıyoruz. Bitip tükenmeyen yaşama azmimizle mikroplarla savaşıyoruz, beslenme, uyuma, temizlik gibi temel ihtiyaçlarımızın karşılanmasıyla, duygusal yönden doyurulma ile mücadelemiz devam ediyor.

Başarmak, başarı hazzını yaşayabilmek güzel bir şey. Bizi daha motive eder ve kademeli bir şekilde ileri başarılar için kamçılar. Başarılı olmak hangi konuda başarılı olmak? Sınav başarısı hayat başarısı mı? Çocuklar her şarta karşı hayatta kalabilme becerisine sahip mi? Kendilerini güçlü ve güvende  hissedebiliyorlar mı? Tüm bu soruların yanıtını verebiliyor muyuz? Sınava hazırlanan, ancak özbakım becerilerini kazanamamış pekçok çocuğun olduğunu görürüz. Herşeyini annesinden bekleyen, sadece beslenip test çözen ve obez olmaya aday.

Çocuklarımızın okul başarıları ebeveynler olarak bizi çok ilgilendiriyor. Haklıyız da… Çocuklarımız yarınlara güvenle bakabilsin, iyi bir hayat yaşayabilsin, anne-baba olarak bizi aşsınlar, boynuz kulağı geçsin istiyoruz. Ülkemizin şartlarından dolayı da hepimiz bunu zorunluluk olarak görüyoruz. İyi meslek sahibi olmanın yolu da, iyi bir üniversiteye yerleşmekten geçiyor. Herkes artık eğitimin önemini kavramış durumda. Aileler akademik olarak çocuklarıyla anaokulu çağından itibaren ilgilenmekte. Hangi anaokuluna yerleştirebilirsem devamını yine aynı yerde okuturum düşüncesindeler. Hangi okulun, hangi isim yapmış öğretmenine kaydını yaptırabilirim arayışı içindeler.

İnsanlar dünyaya  belli bir zeka kapasitesi ile gelir. Önemli olan, bu kapasiteye olumlu çevre koşulları ile ulaşılıp ulaşılmadığıdır. Bizler elimizdeki olanakları tam olarak, tama yakın kullanmalıyız. Burada duygusal koşulları da gözetip ruh sağlığı yerinde bireyler yetiştirmeliyiz. Çocuklarımızın birer makina olmadığını onların da bizim gibi etten, kemikten varlık olduklarını unutmamalıyız.

Programlı olmanın önemi yadsınamaz. İhtiyaçlara yönelik olarak düzenlenmiş bir program herkesi mutlu eder. Sınava hazırlanmayı angarya olmaktan çıkarır. Ebeveynler olarak yeter ki ortak kararlarda buluşalım, çocuğumuza bunu hissettirelim, programın uygulanmasını yakından takip edelim. Çocuklarımızın duygusal dalgalanmalarını da dikkate alıp, zaman zaman esneklik paylarını da gözardı etmeyelim. Çünkü, çocuğumuzun hayatında sadece SBS yok. Bıktırıp, nefret ettirmeyelim. Ancak, belirli zaman dilimlerinin de önemli olduğunu, gayret göstermenin de gereğini kavratmış olalım. Çocuğumuz sevgimizden emin olsun, başarısı az ya da çok olsun ona karşı, sevgimizde değişiklik olmayacağını bilsin.

Sınavlara bir ay kadar zaman kaldı. Çocuklarımızın sağlığına biraz daha özen gösterelim. Havaların değişken olduğu bu dönemde üşütmemeye ve terletmemeye, terlerini korumaya dikkat edelim. Bunun yanında açık hava ve oyun ihtiyacını da unutmayıp, fazla yorulmayacak şekilde oynamalarına izin vererek, programımıza koyalım. Stres ve gerginlikten olabildiğince uzak tutalım. Ailevi sorunları mümkünse daha sonraya erteleyelim. Sınavın bilincinde olacak kadar stres te gerekli olacak strestir. Başarıya yönlendirir.

Sevgili yavrularımıza sınavlarında kolaylıklar ve başarılar diliyorum.