0

Yardım-Aile ve Güvensizlik

  • Yardım-Aile ve Güvensizlik

    Öncelikle sorumu okuduğunuz için teşekkür ederim.18 yaşında bir genç kızım.Dışarıdan bakılınca mükemmel sayılabilecek bir ailem var.O yüzden yazıcaklarım şımarıkça gelebilir,çünkü etrafımda kime açsam herkes kınıyor.Öncelikle insanlara kardeş gözüyle bakmayı bir kadın ve bir erkeğin sadece arkadaş olabilme çerçevesinde kaliteli dostluklar kurabildiğini okul çevremde öğrendim bu zamana kadar sadece arkadaşım olan çok kişi oldu.Ailemin bana verdiği eğitimde bu temeller üstüne zaten,aynı zamanda duygusal olarak birşeyler hissedilen insanlarda olabilir elbette.Ancak sırf zaman geçirmek adına sevmediğim insanlarla kendim için doğru zaman ve kişiye kadar sevgili olmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.İleride hata olarak bakabileceğim üzüleceğim şeyleri en aza indirgemek isteği belkide.Buraya kadar herşey normal ancak, Annemin teyzemin ve anneannemin sık sık telaffuz ettiği ve beni içinde büyüttükleri değer yargılarına tam tamına zıt bir hayatları varmış meğer.Annem bana ne dediyse kendi hayatında tam anlamıyla zıttını yapmış.Üniversite mezunu,bol kitap okuyan,bir erkeğe ihtiyaç duymadan kendi ayakları üzerinde durabilen,uygun olmayan ilişkilerden uzak duran bir anne imajı.Ancak ki teyzemler ve kuzenlerimden sıklıkla duyduğum annemin geçmişiyle ilgili hikayeler beni tam anlamıyla hayal kırıklığına uğratıyor.Teyzemin evlilik döneminde evlerinde kalan eniştemin erkek kardeşiyle arasındaki ilişki.Bu adamdan daha sonra babamla evlenmesi ve bu adamın nikahlarına gelmesi annem ve babam hakkında ileri geri herkese konuşması,anneme inat başka bir kadınla evlenmesi teyzemin eşinin kardeşi olduğundan hala görüşülmesi bunlarda yetmezmiş gibi babamın hiç birşeyden haberi yokken bu adam ve babamla tatile gidilmesi.Babamla evlendiği için üzüntüsünden her yerde konuşan ve ona inat evlilik yapan bir adamla tatile yeni eşle gidilmesi etik midir?Bence değil çünkü annem bu davranışı kendi değil bir başkası yapsa ne varmış ben birşey hissetmiyordum demezdi.Ve buna paralel olarak annemin herşeyini paylaştığı teyzemin her seferinde keşke onunla evlenseydin şöyle olurdu böyle olurdu temalı konuşmaları.Benim bunlara alınmam konusundada yeterince olgunlaşmadığımı söylemeleri.Aynı şekilde anneme çocukluktan beri aşık olan bir adamla beni tanıştırması.Anneme karşı haksızlık ettiğimi düşünmek istiyorum çünkü bana yaptığı açıklamalarda hep karşı tarafın suçlu olduğunu söylüyor.Ama benim annem onun yaptıklarını yapmış olsam uyarır ve kınardı.Bana ilk sevgilisinin 20 yaşındayken olduğunu hayatın evlenmek için olmadığını evliliğin hayat içinde önemli bir yeri olsa da tek amaç olmadığınu tembihleyen annem 15 yaşından beri bunları yaşarken bana karşı biraz mükemmelliyetçi davranmıyormu?Aldatmanın en kötü şey olduğunu savunan annem duygusal olarak da olsa başkalarının duygularına nispet yapmıyor mu?Bana karşı kızarak verdiği tepkileri teyzemler ve kuzenlerim onu onayladığı için geyik muhabbetine çevirip saatlerce konuşuyor. Beni tutucu ve mesafeleri olarak yargılamalarına rağmen öyle olmadığımı düşünüyorum.Kime güvenmeliyim ne yapmalıyım?Ve kuzenlerimin düğünleri sebebiyle annemin eski sevgilileriyle karşılaşmak istemiyorum.Çünkü babam hakkında ve benimde içinde bulunduğum aile hakkında kötü düşünen bir adamla karşılaşmak istemiyorum.Sizce doğru olan nedir?


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba,
    Oldukça uzun e-postanızı değerlendirdiğimde kalbinizin sesini dinlemenizi öneririm. Yazınız birçok iç hesaplaşması içeriyor.Çok şeyi ölçüp tartıyorsunuz, siz mutlaka kendi değerlerinizi üretmişsinizdir. En sağlıklı kararı vereceğinize inanıyorum. Mutluluklar, sevgiler…
    Öznur Simav
    Çocuk-aile ve iletişim danışmanı
    kadıköy-İstanbul

0

SİZDEN GELENLER

Konu : oğlum

Oğlum geceleri korkarak uyanıyor ve perdeyi göstererek kaçıyor orda birşey görüyor korkuyor napmam lazım ?

Merhaba Özge hanım,

Çocuğunuz pencere ve perde ile bir şey ilişkilendirmiş olabilir. Gündüz saatlerinde perdenin camın yanında onunla oyunlar oynayıp,  orada kötü bir şey olduğu ile ilgili size ipuçları verip vermediğini kontrol edin. Orada olumsuz bir şey olmadığı ile ilgili onu ikna edin. Tabii bu” bak burda bişey yok diyerek” değil; bizzat orada birşey olmadığı ile ilgili güven duyurararak olmalı. Odasında hafif bir ışık bulundurun. Bunun dışında korku yaratacak hikaye, film vb şeylerden uzak tutun. Neden korktuğu ile ilgili araştırmalısınız ki ona uygun bir düzenleme yapabilin. Gerekirse uzmandan yardım alabilirsiniz. Sevgiler, kolay gelsin…

2

Okulda İletişim ve İlişki Kurabilme Yeteneğinin Geliştirilmesinin Faydaları

Okul hayatı herkes için unutulmaz, tatlı,acı anılarla geçer. Okul yaşamı sadece derslerden ve öğretmenlerden ibaret değildir. Okul, çocukların ve gençlerin aynı zamanda sosyalleşerek derslerin yükünü hafiflettiği, bazı kurallara uyumun gerektiği, sosyal yaşamın tam kendisidir. Çocuk veya genç bireyselleşme çabası içindedir. Burada bazen aileye, arkadaşlara bağlılık sorun olarak önümüze çıkabilir.Mümkün olduğunca aileler, çocuklarını bireyselleştirebilecek çaba içinde olmalıdırlar. Hedef, önceleri büyük tutulmadan erişilebilir özellikte olmalıdır ki çocuğun, gencin kendine güven duyması desteklensin. Ayrıca da, çocuklar kendilerine ait problemleri kendileri çözebilir yeterlikte olmalı; aile buna fırsat vermelidir.

Sınıflarda, kendini çekingen hisseden çocuklar, önce çevrelerinde olup,bitenleri izleyebilecek şekilde pozisyon almalıdırlar. Telaşlanmadan ve arkadaşım olmayacak mı? paniği yaşamadan, önce güleryüzle çevrelerine POZİTİF elektrik yaymalıdır. Öğrenci, bakımlı, saçları düzgün şekilde taranmış, kılık kıyafeti kendine önem verdiğini gösteren tarzda olmalıdır ki; başkaları da size önem versin.İletişim ve ilişki kurma, sadece konuşma ile olmaz, burada beden dili çok şeyler söyleyecektir. Belki de konuşmanın bile önüne geçecektir. Bu nedenle, karşıdan gelebilecek uyaranlara karşı öğrenci hazır olmalıdır. Belki bir gülücük gelecektir, belki bir göz göze gelmek olacaktır.

İçinizden kendiniz hakkında güzel şeyler düşünüp, iyi yaptıklarınızı hatırlayın. Bunlar sizi yüreklendirecektir. Herkesin farklı olduğunu düşünüp, hep iletişim için karşı taraftan beklenti halinde olunmamalıdır. Zaten, sınıflarda her özellikte öğrenci olduğu için atılgan öğrenciler, çekingen olanların işini kolaylaştırabilir. Öğrenci aynı gün içinde herkesle arkadaş olmak zorunda hissetmemelidir,kendini…Bu onda stres yaratır, hatta olan stresini daha da artırır.

Karşı tarafı anlamak, kendinizi önce anlatmaktan kazançlı olabilir. Öğrenci, duruma göre strateji geliştirmeyi deneme-yanılma yoluyla öğrenmelidir.

Bazen, bu durum  ailenin çocuğuna kıyamamasından dolayı biraz vahim geçebilir. Ancak, sorunların çözümü, için öğrenci kendi haline bırakılsa ve ”sen bunları aşabilecek kapasitedesin, sana güveniyorum” şeklinde kararlı ifadeler öğrenciyi yüreklendirecek ve bu durumu başardığı için kendine olan güveni sağlamlaşacaktır.

Tabii ki okul hayatın kendisi değil; ancak örneklemidir. Bu nedenle, öğrencilerimizi gelecek hayatlarına hazırlamak için duygularımıza yenik düşmeden, onu güçlendirici ifadeler kullanmak çok önemlidir. Okul sonrası, hayat, İLETİŞİM ve İLİŞKİ KURMA dır.

3

PIAGET E GÖRE BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ

Duyu motor dönem 0-2 yaş arasını kapsar.Kendi içinde 0-1 ay arasında refleksler aşaması,1-4 ay arasında ilk alışkanlıklar ve birinci döngüsel tepkiler aşaması,4-8 ay arasında ikinci döngüsel tepkisel aşaması, 8-12 ay arasında ikinci döngüsel tepkilerin koordinasyonu ve amaca yönelik davranışlar aşaması, 12-18 ay ay arasında üçüncü döngüsel tepkiler, merak ve yenilik aşaması,18-24 ay arasında zihinsel kombinasyonlar ve problem çözme aşaması olarak incelenir.

İşlem öncesi dönem  2-7 yaş arasını kapsar. Kendi arasında 2-4 yaş ön yargı aşaması, 4-7 yaş ön sezi aşaması olarak incelenir.

Somut işlemler dönemi 7-11 yaş arasını kapsar.

Soyut işlemler dönemi 11 yaş ve ilerisini kapsar.

Ancak,ben naçizane olarak, günümüz  çocuklarını ve gençlerini izlediğimde birşeylerin eksik olduğunu düşünüyorum. Şiddete eğilimin artması, çocukların bir türlü tatmin olamamalarında, doyumsuzluklarında manevi değerlerin değişik nedenlerle verilmediğini ya da verilemediğini düşünüyorum.Çocuklar, günümüzde pekçok uyaranla karşı karşıya,bu durum;onların kalıtım yolu ile getirdikleri zeka seviyesinin en üst düzeyine  kadar ulaşabilmelerini sağlıyor. 4-7 YAŞ DÖNEMİ ni kapsayan önsezi aşamasında (işlem öncesi dönem) bazı bilgiler hissettirilerek verilebilir diye düşünüyorum.Çocuklar bu dönemde , YARI MANTIKSAL AKILda yürütebilir diyen Piaget in erken çocukluk döneminde FLORENCE MARTFİTCH’in ALLAH HAKKINDA  adlı eserinin de bu döneme uygun olacağını düşünüyorum. Soyut bir kavram olan ALLAH;  kitapta, somut örneklerden giderek tanıtılmıştır.

Allah ın sevgisi, dünyadaki herşeyi çocuklar, insanlar için oluşturması, dünyadaki her canlının önemli olduğu, insanlara, hayvanlara sevgi beslemenin Allah ı memnun edeceği, Allah ın her zaman ve her yerde olduğu , bizlerin iyi ve doğru davranışlarımızı ödüllendirebileceği, yanlış davranışlarımızı da gördüğü ; zaman zaman hatırlatılırsa, ya da uygun kaynaklardan yararlanılabilirse,  çocuklarda küçük yaşlardan itibaren , otokontrol mekanizmasınının  çalıştırılabilineceğini düşünüyorum.

Bu konuda önemli olan husus kararında, bıktırmadan ve yetkin kişiler tarafından, yaş guruplarına uygun verilmesidir.Aralara yanlış yorumlar sokulmadan , ancak, böyle bir varlığın olduğu ve herkesin kendi kontrolünü kendisinin gerçekleştirebileceği kavratılmalıdır.

Nasıl anne karnındaki bebek şu tarz müzikten böyle; o tarz müzikten şu biçimde etkilenebilir diyorsak; bu konuda da küçük yaşlardan itibaren işin UZMAN ı kişilerden yardım alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR.

Hassas bir konu olduğu ve ailelerin kendilerinin de belki yeteri kadar bilgili olmadıkları hususta çocuğa kim yardımcı olacaktır? İnsanların dayanıp, güvenecekleri VAR lığa ihtiyaçları vardır. ALLAH ı tanımayan, öğretilmemiş, hep maddi konular ön planda tutulmuş, 17-18 yaşına gelmiş gençlerin durumu ortada. Bu ihtiyaç değişik yollarla giderilmeye çalışılıp, aşırı uçlarda dolaşan, bir insan hayatını hiçe sayan, sivrisinek öldürür gibi insan öldüren ………birşey demek mümkün değil, birarada yaşamak zorunda insanlar…

İnsanların hayatı pamuk ipliğine bağlı, sokaklarda sahipsiz dolaşanlar, hergün bir masum insanın canına kıyabiliyorlar. Acaba ALLAH ın hepimizi görebildiği küçük yaşlardan itibaren verilebilse durum ne olabilirdi?

NOT: Kitabın resimlemesi, orjinaline uygun olarak tarafımdan yapılmıştır.

İkinci not ta sevgili 81 mezunu arkadaşlarıma:  Hatırladınız mı? bu kitabı hocalarımız ,o dönemde  Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanında kaynak bulamadıkları için Amerika dan getiriyorlardı.Ben de kendi el çizgilerimle  herhangi bir teknik kullanmadan resim yapma isteğimi gerçekleştirdim. Biraz bize NOSTALJİ de yaşatsın istedim.

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

0

Bak Postacı Geliyor

Bak Postacı Geliyor Selam Veriyor Herkes ona Bakıyor Merak Ediyor. Bu çocuk şarkısı sözleri ve müziği pek çoğumuza çok tanıdık gelir, hemen hemen herkes bu şarkıyı söyleyerek büyümüştür ve halen de anaokullarında çocuklara öğretilen hiç modası geçmeyen bir şarkıdır. İçinde bir samimiyet bir sevecenlik vardır. Ayrıca içinde çocuklara müzik yoluyla en güzel şekilde hissettirilen bir nezaket ifadesi vardır. Çok Teşekkür Ederiz Postacı Amca. Yapılan iş bir görev de olsa insanlara sıcak bir teşekkür ifadesi tüm yorgunluğu unutturur, yapılacak işlerde şevk ve istek uyandırır, insana insan olduğunu hatırlatır ve kişinin size insani duygularla yaklaşmasını sağlarsınız.

Çocuk gelişimi ve Eğitimi Uzmanı / eğitimci / Danışman              ÖZNUR DURUSOY