GELİŞME
Gelişme ardarda meydana gelen değişmeler anlamındadır. Gelişme çocuğun bazı dönemlerinde hızlı, bazı dönemlerinde yavaş olur. Çocuğun yaşamının çeşitli dönemlerinde değişik şekilde olan bu gelişme farklılıklarını EVRELER olarak nitelendirebiliriz.
Gelişme sırasında bazı değişmelerin basamak basamak meydana çıktığını görmemize rağmen bazı değişmelerin birden meydana çıktığını görürüz. Bu yeni davranışın özellik yönünden çok farklı olduğu görülebilir. Bu nedenle bir evre kendinden önceki evrelerin bir sonucudur.
Evrelerin bu sürekli gelişimi, başlangıçta fizik hareket biçimindeki davranışın giderek bilişsel davranışa dönüşmesi, olgunlaşmasının nedenidir. Davranış, bu süreç içinde bir evreden diğerine geçerken, daha çok karmaşıklaşmakta, farklılaşmakta ve bir sonraki aşama için birikim sağlamaktadır.
Çocuk yetiştirmek sadece onun fiziksel gereksinimlerini karşılamak değildir. İnsanın en belirgin özelliği olan düşünme ve yargı yeteneği, bebeklik ve ilk çocukluk yıllarında ki etkileşimin ürünüdür.
Çocuğun bilişsel gelişimini izlemek ve şekillendirmek, çocuğun bakımından beslenmesinden daha fazla önem taşır. Gerçek çocuk yetiştirmek çocuğun bilişsel gelişimini izleme ve ona şekil vermedir.
Verilen tüm gelişim göstergelerini normalinden çok önce atlayan bir çocukla, tüm göstergeleri geriden izleyen çocuk arasında, ileride bazı uyum farklılıklarının olacağı bilinmektedir.
Ayrıca çocuğun bazı göstergeleri devamlı önce, bazılarını da devamlı sonra atlaması çocuğun yeteneği konusunda bazı fikirler verebilir.
DOĞUM ÖNCESİ VE BEBEKLİK DÖNEMİNDE GELİŞİM ÖZELLİKLERİ
Bebek ortalama olarak anne rahminde 280 gün kalır. Bu süre genellikle hücre, embriyon ve fetüs dönemi olmak üzere üç bölüme ayrılır.
Hücre dönemi döllenen yumurtanın bölünerek çoğalması, çoğalan hücrelerin organları oluşturmak üzere farklılaşmasıdır.
Embriyon döneminde bazı organlar meydana gelmeye başlar, canlının hatları belirlenir. Fakat canlının boyu 2.5 cm den fazla değildir.
Fetüs döneminde canlının ilik kemik hücreleri belirlenir. Daha sonra da çok hızlı büyür.
Bebeğin son iki ayı oluşma değil, olgunlaşma ve düzenlenme dönemi olarak kabul edilir. Birçok durumlarda gerekli ortam hazırlanırsa bebek bu iki aylık süreyi dışarıda da geçirebilir.
Anne ile bebeğin dolaşım sistemleri ayrı çalışır. Fakat bebek anneye göbek kordonuyla bağlı olduğu için annenin geçireceği ateşli hastalıkların çocuklar üzerinde anormallikler yaratacağı bilinmektedir.
Annedeki beslenme yetersizlikleri gelişen organizmada çeşitli olumsuz etkilere yol açar. Örneğin: Annenin yetersiz protein alması bebeğin kilo ve boyunu etkilemektedir.
Ayrıca annenin aldığı ilaçlar, içki ve sigara da bebeğin gelişmesinde olumsuz yönde etki yapar.
Annenin x-ışınlarının etkisinde kalması, anne ile bebeğin kan uyuşmazlığına sebep olmaktadır.
Annenin duygusal durumlarının bebeğin kişilik gelişimine de etki edeceği bir gerçektir. Çünkü duygusal durumlar kandaki kimyasal maddelerin değişmesine bile yol açmaktadır.
İnsan, hayatının hiçbir döneminde, doğum kadar çetin bir mücadele vermemiştir. Anne rahminde rahat bir hayattan sonra doğan bir bebek dış uyarıcılardan tedirgin olur. Bu doğaldır. İlk günlerde bebekler günlerinin %80 ini uykuda geçirirler. Fakat bu bir tam uyku değildir. Heyecanlarla doludur. Bebek 2-3 saatte bir uyanır.
Nefes alışlar devamlı değişir. Bazı çocuklar da sessiz nefes alırlar.
İlk günlerde bebek etkilere karşı tüm bedeniyle tepkide bulunur. Açlık, rahatsız duruş ve acı ilk günlerin uyarıcılarıdır. Karmaşık refleks devinimleri gelişmiş durumdadır. Çocuğun nefes alması, emmesi ve yutması aynı anda olur. Çocuk bunu büyük bir zevkle yapar. Meme yerine kaşıktan yemek onun için acı bir deneyimdir. Çocuk için annenin memesini emmek büyük bir zevktir. Sağlıklı bir bebek yeni doğduğunda her ağladıkça emzirilmelidir.Günler ilerledikçe bebeğin emme sayısı 7-8 kez, emme süresi ortalama 15-25 dakika iken daha sonra emdiği öğün sayısı azalır. Bebek sadece beslenmekle kalmaz, oral bir haz da duyar. Annenin sinirli ve sabırsız davranması bebeğin gerilimli bir kişilik oluşturmasına yol açar. Bebeğin beslenmesindeki zevkin bebeğin mutluluğunu olumlu yönde etkilediği bir gerçektir. Beslenmedeki düzensizlik çocukta kaygıya yol açar.
Bebek doğumunun ilk günlerinde beslenmeden kaynaklı olmayan ortalama 200 gr kadar kilo kaybı yaşar. Bebek ilk günlerde kafasını kımıldatamaz. Fakat karnının üzerine yatırıldığında suda yüzer gibi hareketler yapar. El ve ayaklarının parmakları mavi gibidir. Dolaşım tam değildir. Deri soyulması vardır. Doğumun ilk saatlerinde bebek dış dünyayı tanıma olanaklarından yoksundur. Göremez, koku alamaz ve işitemez. 3-4 haftasını fiziksel ihtiyaçlarını karşılama uğraşısı içinde geçirecektir. Tepkileri fazla ve kesindir. Gürültü ve ışığa karşı aşırı tepkide bulunur. Bebeğin dış dünyaya kapalı olduğu dönem, fazlaca duyarlı bir dönemdir. Her olayı bebek bilinç altına yerleştirir. Bunun için bebeğin bu dönemdeki hayatı iyi veya kötüyü ayırdetme dönemidir. Birkaç hafta devam eden “dış çevreye uyma” bundan sonra “süt çocukluğu “devresine dönüşür. Bebeğin ışığı keşfedebilmesi onun dış dünyayı dikkatle izlediğini belirtir. Işığı bebek ancak 4 haftada tanıyabilir. Artık, ışık bebek için bir öğrenme aracı olmuştur. Renklerle ilgilenme bu haftalarda başlar ve bilişsel gelişme yolu açılır. Bu bebek için önemli bir özelliktir. Bebek önce görsel olarak öğrenmeye başlar. 5 haftalık bir bebek hareketli bir eşyaya dikkatle bakar. İlk haftalardaki boş bakışlar yerini dikkatli izlemelere bırakır. Ellerini tanıyabilir ve onları inceler. 3-4 aylık bir bebek zamanının büyük bir kısmını ellerini incelemekle geçirir. Elleri ile oynamak onun için en iyi bir oyun ve uğraşıdır. Bu dönem daha sonraki davranışlar için bir ön hazırlıktır. Hareket eden, değişik renkli cisimler bebeğin oyalanma aracıdır. İlk haftada başını çeviremeyen bebek 2. haftadan sonra kafasını çevirmeye başlar ve görüş açısı genişler.
3. ayını tamamlarken görme ve işitme duyusunu koordineli bir şekilde kullanır. Bebek duyduğu sesin yönüne doğru başını çevirir ve bakar. Bu bebek için bilişsel bakımdan önemli bir gelişmedir. Duyulan ses ve bakışın aynı noktada buluşması bir zeka belirtisidir. Bundan sonra önemli bir gelişme olarak ilk gülümsemeyi görebiliriz. Bebekte artık duygusal alış-veriş başlamıştır.
Yeni doğan bir bebekte en önemli yetenek davranışlarının düzenli ve tekrarlamalı oluşudur. Bunu emme davranışında görebiliriz. Bebekler genellikle 5 ya da 7 kez hızlı hızlı emdikten sonra bir süre dinlenir ve sonra yine emmeye devam ederler. Kurdukları düzeni devam ettirirler.
Bebeğin doğuştan getirdiği özelliklerden bir diğeri de refleksleridir. Uzmanların birçoğuna göre “reflekslerin gelişmekte olan merkezi sinir sistemi ve dolayısıyla zihinsel güçle ilişkisi vardır”. Bazıları da bu görüşü kabul etmezler. Bebeğin bilişsel gelişiminin ilk testi belli reflekslerin ölçülmesi olmaktadır. Fakat reflekslerin zihinsel gelişimi ölçmede güvenilir bir yol olmadığını da bilmek gerekir.
BEBEKLİK DÖNEMİNDE REFLEKSLER
1-EMME REFLEKSİ
Bebeklıkte ilk görülen reflekstir.Bebek dudaklarının çevresine dokunan nesneyi ağzına alıp emmeye çalışır.Bebek ağzına yaklaşan bir cismi yakalama eğilimindedir.
2-İZLEME REFLEKSİ
Emme refleksine bağlantılı olarak görülür. Bebeğin ağzına dokunan nesneye doğru ağzını ve kafasını çevirme eğilimindedir. Ağzını açarak başını o yöne çevirir.
3-ÜRKME-İRKİLME REFLEKSİ ( moro )
Bebeğin başı geriye doğru düşerse ,kolları yana açılır,sonra göğüs genişliğinde yakalama durumuna geçer.Bebek uyurken gürültü yapılırsa bu refleksi görebiliriz. 3-4 ay sonra kaybolur.
4-YAKALAMA- KAVRAMA REFLEKSİ
Bebek eline dokunan nesneyi yakalar.Yakalama refleksi bebek anne karnındayken gelişir.Doğumdan sonra bebek el ayasına dokunan bir ipe asılabilecek şekilde onu tutar.
5- BABİNSKİ REFLEKSİ
Parmağımızla bebeğin ayak altına dokunursak bebeğin tüm bedeniyle açılma hareketi yaptığını görürüz.Birçok refleks doğumdan iki ay sonra merkezi sinir sistemindeki davranışlara geçer.İnsan bilişsel olarak geliştikçe ve beyin denetim sağladıkça refleksler yok olmaktadır.
BEBEKLİKTE GELİŞME DÖNEMLERİ
Psikolojik bakımdan bebekliğin ilk iki yıllıksüresi birbirinden farklı dönemlere ayrılır. . .
Doğum haftası döneminde bebek doğumun fizik etkilerini taşır.Doğumdan sonra ilk haftada bebeğin yeni çevreye uyumu kurulur.Doğumdaki etkiler giderilir.
Doğumun ilk haftasından sonraki 3 ayda bebeğin ağlama dönemidir. Ağlama önceleri bebeğin zamanının önemli bir bölümünü oluşturur. 3 aya kadar bedensel herhangi olumsuz durumda meydana gelen ağlama bundan sonra korku durumunda belirir.
Algılama dönemi, 3. aydan itibaren başlar.Bebek, çevresini gözü ile değerlendirerek psikolojik işlevlerini yerine getirir. Çevreyi gözü ile değerlendirmek artık ona sıkıntı vermeğe başlamıştır. Daha sonra şekillerin üç boyutluluğunu farketmeye başlar.Ellerini izlemesi, uzatılan bir oyuncağı gözü ile izlemesi bu dönemin başladığını belirtir. Öğrenme bu dönemde başlar.
El ile gözün uyum döneminde ; bebek 4-7 aylar arasında gördüğü şeyleri yakalamada başarı kazanır. Herhangi bir oyuncağı yakalamasındaki başarı eli ile gözü arasındaki uyumu belirtir. Refleks olarak kendini gösteren sıkı yakalama kaybolur. Eşyayı kavrama amaçlı olarak devam eder.
Duygusal tepki dönemi ; 1 yaşın sonuna doğru çocukta bilinmeyen korkuların meydana gelmesiyle kendini gösterir. Kısa bir zaman sonra kaybolur. Bebeğin , tanımadığı yüzlerden çekinme ve utanması bu tür duygusal tepkilerdir. Bu dönemde çocuk duygusal bakımdan zayıftır.
Genellikle 12-18 ay arası çocuklar yürümeye başlarlar.Yürümek, çocuğun hareketi yönünden önemli bir gelişmedir.Ylimeürüme ile birlikte birkaç kelime ile kendini ifade edebilmesi hızlı gelişmenin belirtisidir.
18. aydan sonra çocuğun dilini kullanması hızla gelişir. Çocuğun karşısındaki ile iletişimde bulunma davranışları fazlalaşmıştır.
Bebeğin hergün yeni gelişmeler gösterdiğini gören anne bundan büyük mutluluk duyar.Önceleri sadece fiziksel bir varlık olan bebek daha sonra nasıl tüm gelişmelerin varlığı olmuştur.İşte, bunu bilmek için en önemli şart annenin bebeği konusunda her şeyi bilmesi zorunluluğunu duyabilmesidir.Ayrıca anne bebeğinin gelişimi konusunda bilinçli gözlem yapmalıdır.
Artık önemli varlık olan bebek, psikolojik bakımdan kişilik kazanmakta ve özellikleri değişmektedir. Bu özellik değişiminde en önemli varlık annedir. Ancak, bu da çocuk bakıcılığı olmamalı,bilinçli bir annelik olmalıdır.Bilinçli annelik merak ve ilgi ile bütünleşir.İlgi ve merak, öğrenme isteği meydana getirir. Bu da olaya bilerek katılmayı meydana getirir. Her evrede çocuk ayrı ilgi ister. Hangi yeteneklerle geliştiğinin incelenmesi annenin en önemli görevlerindendir.
Anne doğumun ilk günlerinden itibaren bebeğin duyu organlarını izleyip gözlemleyerek gelişimindeki süreci kontrol altında bulundurmalıdır.
Bebeğin işitmesinin normal olup olmadığı:
Bir haftalık bebek emiyorken bir ses çıkarılmalı. Bebek emmesini bırakarak dikkat ediyor mu?
Önce verilen sesi vermeye devam etmeli. Bebek emmeye devam ederek sese alışmalı . Sonra durmadan farklı bir ses işittirilmeli.
Bebek yeni seste emmeyi durduruyor mu?
Görme-İşitme Uyumu:
Göz ile kulağın fonksiyonlarının uyuşması bebeğin en önemli gelişmelerindendir. Bu koordinasyon bebeğin bilişsel gelişmesi açısından da önem taşır.
Bir aylık bebeği duvara yaslanmış şekilde dik tutmaya çalışalım. Odada anne sesine benzer bir başka ses bulunsun. Anne bebeğin bir metre kadar solunda baş ve el hareketleriyle birşeyler söylesin. ( bebeğin dikkatini çekecek şekilde olmalı) Bebek annenin hareketlerini görmeli ve sesini işitebilmelidir.
Sonra anne hareketlerine devam etsin. Fakat sesini çıkarmasın. Daha önce kayda alınmış ses başka bir yerden aynı tonla devam etsin. Ses ile hareket ayrı yerde olsun. Bebek şaşkınlık gösteriyor mu?
Bu gözlemi dikkatle yapmak gerekir.
ŞARTLANMA İLE ÖĞRENME
Şartlanma öğrenmenin temelidir. Eğer organizma bir uyarıcı sonucu pekiştirilirse o uyarıcıyı seçer, onun kendisi için uygun bir uyarıcı olduğunu ayırdedebilir. Bebek bir durumda pekiştirilir, diğerinde pekiştirilmezse, şartlı pekiştirme yoluyla öncekini ayırdedebilmesini öğrenmiştir.
15 günlük bebeği sırt üstü yatıralım. İki ayrı ve değişik ses kaynağı bulunduralım. Bebek tam uyanıkken seslerden birini işittirelim. Sonra bebeğe sağ taraftan süt şişesini verelim, diğer sesi çıkaralım. Hemen, bebeğin sol tarafından süt şişesini verelim. Bu deneyi birkaç kez yapalım. (süt verme yönleri ve sesler değişmeden) Yarım saat sonra kafasını ve ağzını birincisi için sağa, ikinci ses için sola çeviriyor mu?
Bebek bunu kaç deneyden sonra öğrendi?
BEBEKTE DİKKAT VE UYANIKLIK
Dikkat ilk ayın sonunda başlar. Çocuk gürültüye göre kendini yöneltebilir.Parlak ışığa bakışını çevirebilir. Bu onun dikkatini çeker.
Bir aylık bebek uyanıkken yakınında yüksek sesle birkaç dakika birşeyler söyleyelim. Bebek kafasını ses yönüne çevirmeye, kulağını ses yönüne ayarlamaya çabalıyor mu?
Yapılan gözlemler,bebeğin duyu organlarının nasıl çalıştığını gösterir. Çevreden gelen uyarıları almada, değerlendirmede, bilişsel gelişmenin oluşmasında, dikkat önemli yer tutar.
BEBEKLİK VE İLK ÇOCUKLUKTA BİLİŞSEL GELİŞME
Bebeklik yalnızca fiziksel yönden olgunlaşma olarak düşünülmemelidir.Bilişsel gelişmeninde bu çağda önemi vardır. Bilişsel gelişmede belli aşamalar vardır. Bilişsel gelişmenin başladığını gösteren belirti kas hareketleridir. Zekanın bebekteki gelişmesi bellidir. Fakat kesin sonuç verecek şekilde değildir. Zeka derecesini ölçmek mümkün değildir. Bu yaşta bebeğin beyin gelişimi tamamlanmıştır.
Bilişsel gelişme önceleri fizikseldir.Sağlıklı sinir sistemi fizik becerileri, hareketleri bebeğin bilişsel gelişmesinin temelidir. Çocukta gelişme süreci, ard ardına değişme anlamındadır. Önce fiziksel, motör gelişmeleri sonra düşünme, problem çözme dikkati çeker. Bu yaşta hareket ve duyu gelişimini zihinsel gelişim olarak almak gerekir. Kas gelişimi ve hareketteki başarılı oluş zihinsel gelişmenin belirtileridir, bu yaşta. Bu belirtilerin belli yaşlardaki görünümleri zeka ölçümü olarak düşünülebilir.
0-5 yaş arası bilişsel gelişme motör gelişme ile anlaşılmaktadır.
BİLİŞSEL GELİŞMEDEKİ ANA İLKELER
Bebeğin hareketi, hemen göz önündeki uyarıcının kontrolündedir. Göz önündeki şey kaldırılırsa bebeğin tepkisi görülmez.
Bebek dış dünyanın temsili yoluyla çevresini anlamakta, çekip çevirmektedir.
Zihinsel gelişme, bebeğin kendine ve başkalarına bazı sembollerle iletişimde bulunma yeteneğini içine alır.
Zihinsel gelişme, gelişen bebekle çevresi arasında sürekli etkileşime bağlıdır. B u özellik çevre ile kültürün, insan zihninin biçimlenmesinde esas olduğunu belirtir.
İnsanın bilişsel gelişmesi, bir yönden dilin gelişmesi anlamındadır. Bilişsel gelişme, aynı anda çeşitli uyarıcılara tepkide bulunma, türlü uyarıcıları değiştirerek kullanabilme, dikkat ve zamanı buna göre ayarlayabilme yeteneğinin gelişmesi anlamındadır.
0-2 YAŞ DUYUSAL HAREKET DÖNEMİ
Bebeğin kas hareketleriyle bu hareketler arasındaki uyumu sağlaması ve öğrenmesi dönemidir. Canlının yaşamında en önemli şartlardan birisi de çevresini tanıyabilmesidir.
BEBEKLİKTE DUYU ORGANLARININ GELİŞİMİ
İlk günlerde bebeğin gözleri korunma tepkisi ile çalışır.
İlk günlerde bebek sese karşı tepkide bulunmaz. Fakat tanır. 2-3 haftalık iken yüksek sese tepkide bulunur.
İlk ayın sonunda göz bir ışıkta ya da eşyada odaklanır.
Dokunma duyusu bebek doğmadan önce gelişmiştir.
Koku duyusu doğumda gelişmemiştir.
Tat duyusu ancak belirli tatları ayırabilecek şekildedir.
İkinci ayda 2-3 metre; üçüncü ayda 6-7 metre ötedeki eşyaları görür.
3. ayda bebek sesin geldiği yöne başını çevirir. Göz kırpma refleksi başlar.
6. haftadan sonra insan yüzünde gözü anlamaya başlar. A ğız ile burnu tanıyamaz.
3-6 aylar arası ellerini keşfeder. Dikkatle el hareketlerini izler.
5-6. aylarda çevresindekileri araştırır, eşyaları sallayarak seslerini dinler
6. ayın sonunda baktığı şeye doğru uzanarak eline alır ve hareket ettirir.
5-6.aylarda annesini başkalarından ayırabilir. Onu görmekten sevinç duyar. Gülümseyen yüzü algılar.
7-9. aylarda 1-2 hecelik sözcükler kullanır. Bu, aynı hecenin yinelenmesidir.(ma-ma , ba-ba)
Gözü ile yetişkinin gözlerini inceler.
8. ayın sonunda renkleri ayırdedebilir.
6-12. aylar arası gördüğünü taklit eder.
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı / eğitimci / danışman ÖZNUR DURUSOY