8

ARKADAŞ OLALIM AMA, ARKADAŞLIĞI ABARTMAYALIM..

Şimdilerde en çok duyduğumuz ifadelerin başında geliyor ” çocuğumla arkadaş gibiyim, çocuğunuzla arkadaş olmalısınız” gibi.

Arkadaşlık güzel, arkadaş olup, paylaşımcı olmak ve de en çok duyguları paylaşabilmek, kendini rahatça ortaya koyabilip, her özel ruh durumunu anlatabilmek..

Gerçi arkadaş kavramı biraz değişime uğradı, bu saydıklarımız şimdi çok özel dostluklarda yaşanabilen şeyler ve bu dostların sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az.

O zaman ne yapalım?

Bu kadar az sayıda dost ve kendimizi ifade etmek için çırpınıyoruz, ama bizi duyan yok. İçimizi dökmek istiyoruz, damla damla biriktirdiklerimiz çok; boşalmalı ki yerine yenileri dolabilsin.

Bunlar, yaşamda halledemediklerimiz, üzüntülerimiz, sıkıldıklarımız, OH diyemediğimiz yorgun yaşantımız..Hep birikiyor, hergün yenileri ilave olarak. Yaşamın yükü ağır. Belki herşey makinalarla yapılıyor, yaşamı kolaylaştıran pekçok destek hemen yanı başımızda.

Ama ruhlarımız desteksiz kalmış. Herşey şekilden ve şekilcilikten ibaret.

Yaşam yorgunu ebeveynlerden çocuklarına arkadaş olmalarını bekliyoruz. Çok ebeveyn arkadaş olmak ve olabilmek için büyük bir çaba içinde. Çabalar göz ardı edilemez.

Bir başka grup ebeveynde “ben dünyaya bir kere geldim, hayatımı yaşarım” deyip, çocuğunu ve çocuklarını ortada bırakıp, kendi heveslerini doyurma peşinde.

Çocuğuyla arkadaş gibi olabilmek ve bunu yansıtabilmek, hatta doğru yansıtabilmek çok kolay bir durum değildir.

Çünkü nereye kadar arkadaş pozisyonunda olacaksınız, nereden sonra ebeveynlik sınırları başlayacak?

Çocuğunuzun günlük yaşamında “arkadaş” adı altında sayıları değişik olan, çocuktan çocuğa ya da gelişimsel dönemine göre içtenliği ve detayları değişen kişiler var. Sizin yeriniz ebeveyn olarak bunun neresinde?

Arkadaşların belli yaptırımları, sizden; kendi çıkarlarına zarar gelmediği sürece, beklentileri fazla yok. En nihayetinde ortak noktalarda buluşamıyorsanız, arkadaşlığınızı sonlandırır, başka seçimlere yönelirsiniz.

Ancak, ebeveyn arkadaşlığında durum bu şekilde değildir. Sizin çocuğunuzun eğitimi ve geleceği için bazı yaptırımlarınız, onun yaşamını doğru şekillendirmesine yardımcı olmanız gereken, belki onun için sıkıcı, ama mutlaka olması gereken bir takım davranışlarınız olacaktır.

Eğriyi doğruyu çocuklar yalnızca yaşayarak öğrenmezler, bir kısmı da ebeveyn olarak örnek olmak ve iletişimle öğrenilecektir.

Arkadaş olma durumu sınırları zorladı ve ergenler, engellerle karşılaşınca, ya da istemedikleri bir olay karşısında saygı ya da otorite gibi bir durum tanımaz oldular.

Arkadaşlık kavramıda zaten çok farklılaşmış durumda. Gençler, genellikle hep almaya alışmış, ama kendilerinden birşey bekleme durumuna geçtiğinizde sizden kötüsü olmuyor. Beklenen şeyde yine onların yararına..

İlişkiler doğru kurulamıyor. SAYGI kavramı günümüzde neredeyse EZİK olmakla eşdeğer sayılıyor.

Öğretmen-öğrencisiyle; ebeveyn çocuğuyla doğru ilişkileri sağlayamıyor. Tutumlar, çoğunluk sağlanabildiğinde yerleşim için zemin sağlayabiliyor. Aile ve okul katılımı, ebeveynlerin doğru ve ortak tutumu , diğer ebeveyni çocuğu ile çekiştirmeden eşine destek tavırları sergileyerek, daha çok kişinin katılımını sağlayarak mümkün olabilecektir.

Arkadaş gibi olmak, çocuğun ve ergenin her istediğini yapmak, hiçbir engelle karşılaşmamasını sağlamak değildir.

Eğitim nerede kaldı? “Eğitim, bireyin davranışlarında istendik değişiklikler yaratma sürecidir” şeklinde tanımlanmaktadır. İstendik değişiklikler ise uçsuz bucaksız, sınırsız özgürlüklerle sağlanamaz.

Özgürlüğün nereye kadar olduğu ve nereden sonra başkasının sınırlarının başladığının bilinmesi gerekir. Kuralların toplum yaşamını sağlıklı sürdürmek için gerekli olduğu, her fırsatta çocuklara ve ergenlere hissettirilmelidir.

Anaokullarında ve kısmen ilköğretimde kurallara uyma konusuna önem verildiği halde, sonradan “arkadaş olacağım” derken tamamen sınırlar YOK ediliyor.

Bu da ergenlerin önüne hemen setler çekmek şeklinde değil, kademeli şekilde, yaşam tarzı haline getirerek ve anaokulundan başlayan kurallar ve toplumda yaşama becerilerinin edinilmesi ; bunların devam ettirilmesi ile mümkün olacaktır.

Eğitim sistemi yalnızca sınav odaklı olup, öğretime dayalı olduğu için ister istemez aileler de çocuğun yalnızca ders başarısı üzerine yoğunlaşıp, “davranışların eğitimi” kısmında eksik kalıyor.

Çocuğun, ergenin duygusal sorunları göz ardı edilebiliyor ve sonunda sorunlar bir patlama ile kendini gösteriyor. Kimsenin hiç istemediği, beklemediği sonuçlar ortaya çıkıyor.

Çoğu kez hayati olabilen patlamalarla çok değerli CAN lar yok olup, gidiyor. Şiddet, ya ergenin, ya ebeynin, ya da öğretmenin canınını bizlerden koparıp, alıyor…

Çocuklarımızla arkadaşlığımız boş bir arkadaşlık olmayıp, ebeveyn olarak davranışların önemsendiği, ebeveynlerin ortak tutum içinde olduğu, kendilerinin de model olduklarını unutmadığı, fırsat eğitimlerine değer verilen, olumsuz davranışlarda gerekirse uzmanlardan yardım alınmaktan kaçınılmayan bir ARKADAŞLIK süreci olmalıdır.

Problemler küçükken çözülmelidir, çözüm kolaydır, emek ve zaman kaybı en azdır. Yaşamınıza kaldığınız, takıldığınız yerden hemen devam etmeye başlarsınız.

Çocuğunuzla güzel arkadaşlıklar dileğiyle..

ÖZNUR SİMAV – PEDAGOG
AİLE VE İLETİŞİM DANIŞMANI – BİLİRKİŞİ – EĞİTİMCİ

istanbul- Balıkesir   0 535 015 55 14

0

2,5 Yaşındaki Oğlum

  • 2,5 Yaşındaki Oğlum

    4 yıldır evliyim. Evliliğimizin ilk gününden beri eşim bana aşırı öfke nöbetleri göstermekte, bu nöbetlerde ağza alınmayacak hakaretler etmektedir. Doğumdan sonra bu daha çok arrtı ve hep oğlumuzu kucağına alıyor, güya onu benden sakınıyor(çünkü ben ruh hastasıymışım) ve çocuk kucağında bana her türlü hakareti ediyor. oğlum çok bilinçli, farkındalığı yüksek bir çocuk . bütün bunlara, en son olarak da babasının bana attığı tokata,kendini alamayıp üstüme yürümesine (imdat diye bağırdığım için devamı gelemedi) şahit oldu ve “baba yapma!” diye ağladı. sorum şu; oğlumun bunlardan etkilendiini ve ömür boyu bilinçaltında saklayacağını biliyorum. zaten kendisi de çok sinirli, sinirlenince kendini yerlere fırlatan bir çocuk. Onu bir uzmana götürmelimiyim bu olayların izini silmek için? veya kaç yaşından sonra götürmeliyim? bu şartlar altında boşanmanın çocuğum açısından daha sağlıklı olacağını düşünüyorum? Onun açısından gerçekten daha mı iyiolur?


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhabalar,
    Maalesef hiç istemediğimiz durumlarla zaman zaman karşılaşabiliyoruz. Sizin durumunuzda baba ile ilgili sorun devam ettiği sürece çocuğunuz zarar görecek. Tabiiki sizde. Çocuğunuzu uzmana götürmek mutlaka iyi olur. Ancak, sorun devam ettiği için yol alamazsınız. Bu nedenle önce eşinizi bir şekilde psikiyatrise yönlendirmelisiniz. Şiddetli öfke durumundan dolayı siz ve çocuğunuz hayati tehlike bile yaşıyor olabilirsiniz. Acilen eşinizi ikna edin. Geçmiş olsun, sevgiler…

    Öznur Simav
    pedagog-

0

  • ben 21 yaşındayım. ve yurt dısında okuyorumm. 3 sene oldu ama hala alışamadımm. hayat bana cok sıkıcı ve boş gelıyor günlerim boş geçiyor eglenerek yaptıgım hiç birsey yok bi anlık eglenceler oluyor ertesı gün yine aynıyım. cevremdekı insanlardn midem bulanıyor ve çevremde kimseyi istemiyorum. türkiyeye gelıyorum ordada canım sıkılıyor ailemin yanındada bölee benim sorunum nedir?


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba,
    Anlattığın ve anladığım kadarı ile belli bir meşguliyet edinmediğini düşündüm, yanılıyor muyum? İçinden bir şeylerle ilgilenmek gelmese bile biraz çaba sarfetmelisin. Çünkü, eğlence tarzı şeyler gelip geçicidir ve can sıkıntısına çözüm olmazlar. En basit bir şey bile olsa ona önemli anlam yükleyerek sahip çıkmalısın. Günü planmalısın, spor, iş, dinlenme, çalışma hep belli bir düzen içinde olmalı. Hiç başaramıyorsan bir psikiyatr dan yardım alarak ilaç tedavisi olmalı yanında psikolojik olarak desteklenmelisin. Böyle bir başlangıçla hayatına yeni açılımlar yapabilirsin. Ayrıcada güzel yaşının kıymetini bilip yapabileceğin çok şeyler olduğunu unutmamalısın. Sevgiler, mutluluklar…
    Öznur Simav
    Çocuk-ergen psikoloğu
    Kozyatağı- İSTANBUL

0

En Yakın Arkadaşım

  • En Yakın Arkadaşım

    merhabalar. 16 yaşındayım. en yakın arkadaşım sıra arkadaşım,kardeşim dediğim insan ruhsal olarak berbat bir durumda ve ben bir şey yapamıyorum.eski sevgilisi onu çok rahatsız ediyor. bir geri dönüyor döndüğünde onu çok üzerek geri gidiyor ama yine rahat bırakmıyor. o kadar berbat bi durum ki ben bile sinirden kafayı yerken onu düşünemiyorum bile. kendisi reflü hastası. geçenlerde eski sevgilisi yine rahatsız etmiş ve artık sabrını yitirerek ilaç kutusunu içmiş. ama ailesinin haberi yok.. halini tam olarak anlatamıyo farkındayım ama böyle bir şey yapamamkta canımı sıkıyo. normalden daha sinirli artık.. olmaycak şeylere ağlıyo. ne yapabilrim onun eski haline gelmesi için ne yapabilirim lütfen yardımcı olun…. böyle olsun istemiyorum 😦


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhabalar,
    Arkadaşına yardımcı olmaya çalışman güzel bir özellik. Ancak, arkadaşın durumunu mutlaka ailesi ile paylaşmalı, bazı durumlar kendi kendine halledilemeyecek nitelikte olabilir. Böyle durumlarda kişinin en yakını ailesidir.Paylaşılmalıdır ki çözüme ulaşılsın. Senin arkadaş olarak yardımın bazı durumlarda mümkün olmayabilir. Sende sıkıntıya girersin. Lütfen arkadaşını bu konuda ikna etmeye çalış. Senin yardımın ancak bu şekilde olur. Her ikinizede sevgilerimi yolluyorum.

    Öznur Simav
    Çocuk gelişimi-eğitimi-psikolojisi uzmanı
    Kozyatağı-Kadıköy-İSTANBUL

0

Aşırı Zihin Bulanıklığı

  • Aşırı Zihin Bulanıklığı

    İYİ GÜNLER 23 YAŞINDAYIM YAKLAŞIK 7-8 AYDIR AŞIRI DERECEDE ZİHİNİM,BEYİM AŞIRI DERECEDE KARIŞIK VE YORGUN KENDİMİ ÇOK BİTKİN HİSSEDİYORUM BUNUNLA BİRLİKTE İSE UNUTKALIK VE YAPTIGIM İŞLERİ TEKRAR TEKRAR KONTROL ETME İHİTYACI DUYUYORUM SANKI KENDİMİ DIŞARIDAN İZLİYORMUŞ GİBİ OLUYORUM BAZEN BUNLARI ÇOĞU DEFA YAPMAK İSTEMİYORUM ENGEL OLMAYA ÇALIŞIYORUM KENDİME AMA ARADA BİR KAÇ GÜN GEÇİYOR YİNE BAŞLIYOR. TEŞEKKÜR EDERİM İYİ ÇALIŞMALAR.


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhabalar,
    Zihin bulanıklığına neden olan durumları gözden geçirince belki takıntıya neden olan faktörleri ortadan kaldırırsınız. Kendiniz başarılı olamıyorsanız bir uzmandan destek alınız. Sevgiler, kolay gelsin…
    Öznur Simav
    psikolojik danışman
    Kadıköy-İstanbul

0

Takıntılık

  • Takıntılık

    merhaba ben 18 yaşında bir gencim ben en ufak bi olayı bile kafama çok takıyorum.en ufak bişeyi bile aklımda çok farklı boyutlara getiriyorum.yani pireyi deve yapıyorum.etrafımda gördüğüm olumsuz davranışlar beni etkiliyor.etkiliyordan kastım beni üzüyor doğrusu ve bu aklımı çok meşgul ediyor toparlıyayım etrafımda gördüğüm olumsuz davranışlar bu bana olsun başkasına olsun benim aklıma çok takılıyor ve o gün yapmam gereken çoğu şeye adapte olamıyorum ve bu benim hayatımdan çok şey eksiltiyo


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba,
    Yaşadığın durum ergenlik çağında genellikle arkadaşlarınında yaşadığı bir durum. Yalnız olmadığını, ancak kafana takarsan seni olumsuz etkilediğini düşün ve kendini ikna et. Bunun dışında çevrenden her zaman olumlu davranışlar bekleyemezsin. Hayat olumlu ve olumsuz davranışlarla iç içe geçiyor. Biz üzerimize düşeni yapmaya çalışarak, olumsuz yönlerimizi düzeltmeye çalışacağız ve çevremizdeki olumsuz davranışları da mümkünse değiştirmeye çalışacağız.

    Mutlu günler dilerim, yaşamın keyfini de unutmadan yaşayalım 🙂

    Öznur Simav

    Çocuk-aile ve iletişim danışmanı
    Kozyatağı-Kadıköy-İSTANBUL

0

Özgüven Eksikliği

  • Özgüven Eksikliği

    Merhaba.Ben 10. sınıfa gidiyorum. Yakın arkadaşlarımla olmadığım ortamlarda çok pasif kalıyorum.Yanlış bir şey söyleyeceğimi düşünürcesine susuyorum.Evde ya da çok yakın arkadaşlarımla bulunduğum ortamlarda çok konuşkanım,hatta geveze olduğumu bile söyleyebilirim.Ta ki kendime yakın hissetmediğim biri gelene kadar sürüyor bu konuşkanlığım.Neden bilmiyorum ama bazı insanları kendimden üstün görüyorum sanırım. Çoğu zaman aynanın karşısına geçip çirkin olduğumu düşünüyorum.Özgüvenim yok. Ve çok utangacım.Bazen bazı arkadaşlarım da bunu dile getiriyor.Aslan burcu olmama rağmen çoğu özelliğini yansıtmıyorum.Özellikle lider olma özelliği. Küçüklüğümden beri sınıfta en ön sıra değil, 2. sıra oturduğum sıra olur.Bazen anımsıyorum:İlkokulda törenlerde okula ilk gelen sıranın başına geçerdi.Ben sıranın başındayken gelen arkadaşlarımı öne geçirir ,arkalara geçerdim.Onlar da zaten itiraz etmezdi.Aslında o zamandan beri varolan bir durum bu.Sanırım bu da bi’gösterge. Aslında eskiden daha pasiftim.Bunu biraz olsun aştığıma inanıyorum.İlkokulda 2 kişiden fazla konuştuğum kişi yoktu.Sonra okul değiştirdim ve sorunumun farkına vardım.Liseye geçince bir şeyleri aşmam gerektiğini düşündüm.Şimdi en azından bi’arkadaş grubum var.Grubumun dışında da birçok arkadaşım var ama herkesle iletişim kuramıyorum yine de.Ya yanlış bir şey söylersem diye düşünüyorum ve susuyorum genelde. Derste çok iyi bildiğim bir şeye bile kalkmaya çekiniyorum.Tahtada titriyorum çoğu zaman. Yakın olmadığım arkadaşlarımle konuşurken çoğu zaman göz teması kurmaktan kaçınıyorum.Gerçekten anlamıyorum neden yaptığımı. Bir şeyi yapmadan önce bütün yönlerini düşünürüm,düşünmeden ,kurmadan hareket edemem.Derste öğretmen o anda bir konuşma yapmamı istese sanırım söyleyecek çok az şey bulabilirim. Ve sanırım bunların altında yatan neden özgüven eksikliği.Ya da sosyal fobi. Bu arada bende psikoloji okumak istiyorum 🙂 Cevabınızı bekliyorum. Bana yardımcı olursanız sevinirim.


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhabalar,
    Tam psikoloji okuyacak bir alt yapı var sende 🙂 Çünkü kendinin gayet güzel analizini yapmışsın. Her konuyu ve çevrenin tepkilerini çok dikkate aldığın için konuşma girişiminde bulunmaktan çekiniyorsun. Biraz etrafına bak ve herkesin bilip bilmeden konuştuğunu ve kendini ifade etmeye çalıştığını göreceksin. Bu da sana güven verecek .Herkesin birçok kusuru var. Kusurlarımızla ve yanlışlarımızla bireyiz. Sürekli kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Ayrıca da kendimizi sevmeli ve olduğumuz gibi kabul etmeliyiz. Ufak tefek şeyler bizi rahatsız etmemeli. Sende küllenmiş bir liderlik özelliği olabilir. Zaman içinde aşama kaydetmişsin, yola devam 🙂 kolay gelsin, sevgiler…
    Öznur Simav
    Çocuk/ergen gelişimi-eğitimi-psikolojisi uzmanı
    kadıköy-istanbul

0

Yardım-Aile ve Güvensizlik

  • Yardım-Aile ve Güvensizlik

    Öncelikle sorumu okuduğunuz için teşekkür ederim.18 yaşında bir genç kızım.Dışarıdan bakılınca mükemmel sayılabilecek bir ailem var.O yüzden yazıcaklarım şımarıkça gelebilir,çünkü etrafımda kime açsam herkes kınıyor.Öncelikle insanlara kardeş gözüyle bakmayı bir kadın ve bir erkeğin sadece arkadaş olabilme çerçevesinde kaliteli dostluklar kurabildiğini okul çevremde öğrendim bu zamana kadar sadece arkadaşım olan çok kişi oldu.Ailemin bana verdiği eğitimde bu temeller üstüne zaten,aynı zamanda duygusal olarak birşeyler hissedilen insanlarda olabilir elbette.Ancak sırf zaman geçirmek adına sevmediğim insanlarla kendim için doğru zaman ve kişiye kadar sevgili olmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.İleride hata olarak bakabileceğim üzüleceğim şeyleri en aza indirgemek isteği belkide.Buraya kadar herşey normal ancak, Annemin teyzemin ve anneannemin sık sık telaffuz ettiği ve beni içinde büyüttükleri değer yargılarına tam tamına zıt bir hayatları varmış meğer.Annem bana ne dediyse kendi hayatında tam anlamıyla zıttını yapmış.Üniversite mezunu,bol kitap okuyan,bir erkeğe ihtiyaç duymadan kendi ayakları üzerinde durabilen,uygun olmayan ilişkilerden uzak duran bir anne imajı.Ancak ki teyzemler ve kuzenlerimden sıklıkla duyduğum annemin geçmişiyle ilgili hikayeler beni tam anlamıyla hayal kırıklığına uğratıyor.Teyzemin evlilik döneminde evlerinde kalan eniştemin erkek kardeşiyle arasındaki ilişki.Bu adamdan daha sonra babamla evlenmesi ve bu adamın nikahlarına gelmesi annem ve babam hakkında ileri geri herkese konuşması,anneme inat başka bir kadınla evlenmesi teyzemin eşinin kardeşi olduğundan hala görüşülmesi bunlarda yetmezmiş gibi babamın hiç birşeyden haberi yokken bu adam ve babamla tatile gidilmesi.Babamla evlendiği için üzüntüsünden her yerde konuşan ve ona inat evlilik yapan bir adamla tatile yeni eşle gidilmesi etik midir?Bence değil çünkü annem bu davranışı kendi değil bir başkası yapsa ne varmış ben birşey hissetmiyordum demezdi.Ve buna paralel olarak annemin herşeyini paylaştığı teyzemin her seferinde keşke onunla evlenseydin şöyle olurdu böyle olurdu temalı konuşmaları.Benim bunlara alınmam konusundada yeterince olgunlaşmadığımı söylemeleri.Aynı şekilde anneme çocukluktan beri aşık olan bir adamla beni tanıştırması.Anneme karşı haksızlık ettiğimi düşünmek istiyorum çünkü bana yaptığı açıklamalarda hep karşı tarafın suçlu olduğunu söylüyor.Ama benim annem onun yaptıklarını yapmış olsam uyarır ve kınardı.Bana ilk sevgilisinin 20 yaşındayken olduğunu hayatın evlenmek için olmadığını evliliğin hayat içinde önemli bir yeri olsa da tek amaç olmadığınu tembihleyen annem 15 yaşından beri bunları yaşarken bana karşı biraz mükemmelliyetçi davranmıyormu?Aldatmanın en kötü şey olduğunu savunan annem duygusal olarak da olsa başkalarının duygularına nispet yapmıyor mu?Bana karşı kızarak verdiği tepkileri teyzemler ve kuzenlerim onu onayladığı için geyik muhabbetine çevirip saatlerce konuşuyor. Beni tutucu ve mesafeleri olarak yargılamalarına rağmen öyle olmadığımı düşünüyorum.Kime güvenmeliyim ne yapmalıyım?Ve kuzenlerimin düğünleri sebebiyle annemin eski sevgilileriyle karşılaşmak istemiyorum.Çünkü babam hakkında ve benimde içinde bulunduğum aile hakkında kötü düşünen bir adamla karşılaşmak istemiyorum.Sizce doğru olan nedir?


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba,
    Oldukça uzun e-postanızı değerlendirdiğimde kalbinizin sesini dinlemenizi öneririm. Yazınız birçok iç hesaplaşması içeriyor.Çok şeyi ölçüp tartıyorsunuz, siz mutlaka kendi değerlerinizi üretmişsinizdir. En sağlıklı kararı vereceğinize inanıyorum. Mutluluklar, sevgiler…
    Öznur Simav
    Çocuk-aile ve iletişim danışmanı
    kadıköy-İstanbul

0

Düşünme Sorunu

  • Düşünme Sorunu

    Merhaba sayın Dr.Öznur SİMAV.17 yaşındayım.Bende çok düşünme sorunu var.Günlük hayatta yaşadığım olayları istesemde istemesemde düşünüyorum.Ve buda davranışlarımda ve tavrımda değişikliğe sebep oluyor.Bazen çok daralıyorum.Acaba bu arkadaş ortamımın az olmasındanmı veya can sıkıntısındanmı kaynaklanıyor,yoksa yaşımın verdiği normal bişeymi?Lütfen yardım edin:(


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba Kemal,
    Günlük yaşamda her yaşanan durum insanı düşünmeye sevkeder. Çevrenin ve kendinin davranışlarını değerlendirmen güzel bir davranış. Ancak kendini daraltmana engel olmalısın. Sosyalleşmek ve arkadaş çevreni genişletmek sana yardımcı olacaktır, kendini dinlemene engel olacaktır. Değerlendirmeni hızlı bir şekilde yapıp takılıp kalmadan hayata devam etmelisin. Sevgiler, neş’eli günler 🙂
    Öznur Simav
    Çocuk/ergen gelişimi-eğitimi-psikolojisi uzmanı

0

Acil Yardım

  • Acil Yardım

    babam 56 yaşında depresyonu var tedavi görüyor. içtiği ilaçaları bilmiyorum. birden başı dönüyor midesi bulanıyor terliyor şekeri var oda yükseliyor bu şekilde uzun süre devam ediyor.acile gidiyoruz serum takılıyor geri geliyoruz. 4 seneye yakındır böyle . babam aşırı titiz kuralcı dediğim dedik bir insan her şeyin onun istediği gibi olmasını istiyor. her zaman sinirlenmeye hazır. para harcanmasına sinirleniyor her şeyde cimrilik ediyor. annemde harcama yaptığında sinirlenip hastalığımın sebebi sensin diyor asla kendini suçlu görmüyor. hayatı hem kendine hemde etrafına çekilmez kılıyor. bir yol l gösterirseniz seviniriz


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Sevgili Meryem,
    Babanın ilaçlarla ilgili sorunu 4 yıldır devam ettiğine göre doktoruyla bu konuyu detaylı görüşmeniz gerekir. İlaçların yan etkisi ise belki doktor yeni bir düzenleme yapabilir. Harcamalarla ilgili babanın psikolojik sorunları olduğu için bu şekilde davranıyor. Kullandığı ilaçların dozu az geliyor olabilir. Yeni düzenleme için mutlaka psikiyatr ile görüşmeniz gerekir. Geçmiş olsun, sevgiler..
    Öznur Simav
    Çocuk-aile-iletişim danışmanı
    kadıköy-İSTANBUL