0

  • ben 21 yaşındayım. ve yurt dısında okuyorumm. 3 sene oldu ama hala alışamadımm. hayat bana cok sıkıcı ve boş gelıyor günlerim boş geçiyor eglenerek yaptıgım hiç birsey yok bi anlık eglenceler oluyor ertesı gün yine aynıyım. cevremdekı insanlardn midem bulanıyor ve çevremde kimseyi istemiyorum. türkiyeye gelıyorum ordada canım sıkılıyor ailemin yanındada bölee benim sorunum nedir?


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba,
    Anlattığın ve anladığım kadarı ile belli bir meşguliyet edinmediğini düşündüm, yanılıyor muyum? İçinden bir şeylerle ilgilenmek gelmese bile biraz çaba sarfetmelisin. Çünkü, eğlence tarzı şeyler gelip geçicidir ve can sıkıntısına çözüm olmazlar. En basit bir şey bile olsa ona önemli anlam yükleyerek sahip çıkmalısın. Günü planmalısın, spor, iş, dinlenme, çalışma hep belli bir düzen içinde olmalı. Hiç başaramıyorsan bir psikiyatr dan yardım alarak ilaç tedavisi olmalı yanında psikolojik olarak desteklenmelisin. Böyle bir başlangıçla hayatına yeni açılımlar yapabilirsin. Ayrıcada güzel yaşının kıymetini bilip yapabileceğin çok şeyler olduğunu unutmamalısın. Sevgiler, mutluluklar…
    Öznur Simav
    Çocuk-ergen psikoloğu
    Kozyatağı- İSTANBUL

0

Yardım-Aile ve Güvensizlik

  • Yardım-Aile ve Güvensizlik

    Öncelikle sorumu okuduğunuz için teşekkür ederim.18 yaşında bir genç kızım.Dışarıdan bakılınca mükemmel sayılabilecek bir ailem var.O yüzden yazıcaklarım şımarıkça gelebilir,çünkü etrafımda kime açsam herkes kınıyor.Öncelikle insanlara kardeş gözüyle bakmayı bir kadın ve bir erkeğin sadece arkadaş olabilme çerçevesinde kaliteli dostluklar kurabildiğini okul çevremde öğrendim bu zamana kadar sadece arkadaşım olan çok kişi oldu.Ailemin bana verdiği eğitimde bu temeller üstüne zaten,aynı zamanda duygusal olarak birşeyler hissedilen insanlarda olabilir elbette.Ancak sırf zaman geçirmek adına sevmediğim insanlarla kendim için doğru zaman ve kişiye kadar sevgili olmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.İleride hata olarak bakabileceğim üzüleceğim şeyleri en aza indirgemek isteği belkide.Buraya kadar herşey normal ancak, Annemin teyzemin ve anneannemin sık sık telaffuz ettiği ve beni içinde büyüttükleri değer yargılarına tam tamına zıt bir hayatları varmış meğer.Annem bana ne dediyse kendi hayatında tam anlamıyla zıttını yapmış.Üniversite mezunu,bol kitap okuyan,bir erkeğe ihtiyaç duymadan kendi ayakları üzerinde durabilen,uygun olmayan ilişkilerden uzak duran bir anne imajı.Ancak ki teyzemler ve kuzenlerimden sıklıkla duyduğum annemin geçmişiyle ilgili hikayeler beni tam anlamıyla hayal kırıklığına uğratıyor.Teyzemin evlilik döneminde evlerinde kalan eniştemin erkek kardeşiyle arasındaki ilişki.Bu adamdan daha sonra babamla evlenmesi ve bu adamın nikahlarına gelmesi annem ve babam hakkında ileri geri herkese konuşması,anneme inat başka bir kadınla evlenmesi teyzemin eşinin kardeşi olduğundan hala görüşülmesi bunlarda yetmezmiş gibi babamın hiç birşeyden haberi yokken bu adam ve babamla tatile gidilmesi.Babamla evlendiği için üzüntüsünden her yerde konuşan ve ona inat evlilik yapan bir adamla tatile yeni eşle gidilmesi etik midir?Bence değil çünkü annem bu davranışı kendi değil bir başkası yapsa ne varmış ben birşey hissetmiyordum demezdi.Ve buna paralel olarak annemin herşeyini paylaştığı teyzemin her seferinde keşke onunla evlenseydin şöyle olurdu böyle olurdu temalı konuşmaları.Benim bunlara alınmam konusundada yeterince olgunlaşmadığımı söylemeleri.Aynı şekilde anneme çocukluktan beri aşık olan bir adamla beni tanıştırması.Anneme karşı haksızlık ettiğimi düşünmek istiyorum çünkü bana yaptığı açıklamalarda hep karşı tarafın suçlu olduğunu söylüyor.Ama benim annem onun yaptıklarını yapmış olsam uyarır ve kınardı.Bana ilk sevgilisinin 20 yaşındayken olduğunu hayatın evlenmek için olmadığını evliliğin hayat içinde önemli bir yeri olsa da tek amaç olmadığınu tembihleyen annem 15 yaşından beri bunları yaşarken bana karşı biraz mükemmelliyetçi davranmıyormu?Aldatmanın en kötü şey olduğunu savunan annem duygusal olarak da olsa başkalarının duygularına nispet yapmıyor mu?Bana karşı kızarak verdiği tepkileri teyzemler ve kuzenlerim onu onayladığı için geyik muhabbetine çevirip saatlerce konuşuyor. Beni tutucu ve mesafeleri olarak yargılamalarına rağmen öyle olmadığımı düşünüyorum.Kime güvenmeliyim ne yapmalıyım?Ve kuzenlerimin düğünleri sebebiyle annemin eski sevgilileriyle karşılaşmak istemiyorum.Çünkü babam hakkında ve benimde içinde bulunduğum aile hakkında kötü düşünen bir adamla karşılaşmak istemiyorum.Sizce doğru olan nedir?


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba,
    Oldukça uzun e-postanızı değerlendirdiğimde kalbinizin sesini dinlemenizi öneririm. Yazınız birçok iç hesaplaşması içeriyor.Çok şeyi ölçüp tartıyorsunuz, siz mutlaka kendi değerlerinizi üretmişsinizdir. En sağlıklı kararı vereceğinize inanıyorum. Mutluluklar, sevgiler…
    Öznur Simav
    Çocuk-aile ve iletişim danışmanı
    kadıköy-İstanbul

0

23 NİSAN DAKİ KUŞADASI MACERAM

Yaşantım,çok geçmişte kaldı, dört ay kadar olmuş. Ancak, yaşadığım stresi bir ben bilirim, bir de Allah…Eşim, tatile bir-iki gün kala” size sürpriz, Kuşadası Adakule de rezervasyon yaptırdım, annemleri de Balıkesir den alır,yola devam ederiz” dedi. Ben, ailemi aradım,” size sürpriz, birlikte Kuşadası na gidiyoruz ” dedim. Bana önce, telefonda” siz rahat rahat tatilinizi yapın” dediler.” Yok, illaki birlikte gidiyoruz” dedim, annemin Kuşadasından pek hoşlanmadığını bildiğim halde, ( çünkü,Kuşadası ile ilgili bazı anılarından dolayı) gönlünü yapmaya çalıştım,birlikte tatilin bizim için de zevk olacağını söyledim. Aslında, annem tatil olayından hiç hoşlanmaz, ama damadını da kırmak istemez, uymaya çalışır. Çocukluğunda, gezip, görmediği yer neredeyse kalmamış ve artık bıkmış. Evini çok sever ve evinden ayrılmayı da hiç sevmez.

Ertesi gün, aradım, hazırlanıyor musunuz? diye… Babamın tatsız sesi ile karşılaştım,” annen hasta oldu kızım, benim de pek keyfim yerinde değil ” cevabı ile yüz yüze geldim. Tam keyifli, keyifli hazırlanırken şoka girdim. Hastalık meselesi ayrı, ücretlerimizin de tamamı yatırılmıştı. Arada tur cular vardı, oteli aradım, iptal edemiyorlardı. Gelecek olanlar,hastalar ve yaşlı insanlar dedim.Yine anlayış gösterilmedi, oysaki otel boş kalacak değildi ve çok doluydu. Biliyorsunuz, standart seslerle cevap veriyorlar. ”Olamaz efendim” Tur dan yardımcı olmaya çalıştılar,” devlet hastanesinden rapor getirirseniz, belki, otel kabul ederse bir kısmını almaya çalışırız” Ben, ne yapacağımı bilemez durumdayım, kuş olup uçamam, eşim ücretler konusunda” canını sıktığına değmez” diyor. Annemin tansiyonu bu sürprizden dolayı aşırı düşmüş ve artık yatar hale gelmişti. Babama, annemin güvendiği doktorunu eve getirmesini söyledim. Babam da hastaydı, zaten kendisi de annemin sağlık durumundan çok etkilenen hassas birisidir. Sık sık arıyorum, bir taraftan aramaya da çekiniyorum,rahatsız etmemek için… Şu anda yazarken bile şööyle, derin bir nefes aldığımı hissettim. Demek ki hala o duyguları hissediyorum.

Doktoru annemi iyi bir muayeneden geçirdikten sonra, durumunun” psikolojik ” olduğunu söylemiş,” yola çıkabilirsin ”onayını kendisinden alınca yavaş, yavaş can geldi ve kendini biraz daha iyi hissetmeye başladı.

Biz, İstanbul dan yola çıktık, geçerken de Balıkesir’ den onları sağlıklı bir şekilde alabilme mutluluğuna eriştik.Buradan şu sonucu çıkarıyorum, yaş ilerledikçe,size iyi gelen durum, ilerlemiş yaşlarda değil mutluluk verici; sorun oluyor. Onun için, ilerlemiş yaşlar, belki bir genelleme ; ama sürprize açık değil. Onlar size KÖTÜ bir sürpriz yapabilirler.

Neyse,herşeye rağmen, biz keyifle, annemi de moralli ve iyi olduğunu görerek yola çıktık. Akhisar, Manisa derken yolda mola vererek İzmir’ e ulaştık. Sonrada Kuşadası…

Kuşadası nda Adakule otelini tercih ettik, yeri, konumu itibariyle çok güzel. Otel, yarın ortasına yapılmış, muhteşem deniz manzaralı, bizim odalar da en üst kattaydı. Koyun, derin mavilikleri halka halka göze ve gönüle son derece hitap ediyordu. Bahçe düzenlemesi ve peyzaj güzeldi.

Kuşadasına uçurtmamızla gittik, uçurtma bile uçurduk, içimizdeki çocuğu harekete geçirdik, dede bile bu işte aktif rol aldı.

Babam, 23 nisan da doğduğu için, ona da güzel bir kutlama oldu. Otel de, hatırlatmamızla bir meyve tabağını ikram olarak babamların odasına gönderdi. Bu, çok önemli birşey değil; ancak biz böyle jestler hep gördük. Hoşlukları yakalamak turizm ve işletmecilik anlamında kaçırılmaması gereken hassasiyetler

Otelde bana en ilginç gelen özellik, o tarihi, tarih kokan havluları nereden bulduklarıydı, otelin konsepti desem hiç alakası yoktu!!!! Rengi kaçmış, kenarları yırtılmış, dikiş yerleri sökük havlular…

Yemek çeşiti ve damak tadına uygunluğu da vasattı, bir değişik olay da dondurma saati, çay saati gibi uygulamaların başlamasıyla bitmesinin bir olduğu, insanlar sırasını beklerken BİTTİ denmesiydi.

Buradan beş yıldızlı otel standartının olup olmadığı; ki olduğunu biliyorum. Bunları neden ilgililerin görmediği ya da görmek istemediği…

Ücretler alınırken, mevsime göre farklılıklar olabiliyor. Ancak, acaba verilen hizmet kalitesi neden dikkate alınmıyor? Havlu denen şey, neredeyse bedavaya satılıyor. Artık, hiç birşey çok önemli ederlerde değil. Herşeyin ederi, hakikaten ettiği kadar olmalı.

Ancak, yolda verdiğimiz molada çok memnun kaldık, herkese, hala bozulmadıysa tavsiye edebilirim. Bu macerada yazmak istediklerim, şimdilik bu kadar, aradan zaman da çok geçince ayrıntılar unutuluyor. Unutamadıklarımı yazdım.

3

PIAGET E GÖRE BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ

Duyu motor dönem 0-2 yaş arasını kapsar.Kendi içinde 0-1 ay arasında refleksler aşaması,1-4 ay arasında ilk alışkanlıklar ve birinci döngüsel tepkiler aşaması,4-8 ay arasında ikinci döngüsel tepkisel aşaması, 8-12 ay arasında ikinci döngüsel tepkilerin koordinasyonu ve amaca yönelik davranışlar aşaması, 12-18 ay ay arasında üçüncü döngüsel tepkiler, merak ve yenilik aşaması,18-24 ay arasında zihinsel kombinasyonlar ve problem çözme aşaması olarak incelenir.

İşlem öncesi dönem  2-7 yaş arasını kapsar. Kendi arasında 2-4 yaş ön yargı aşaması, 4-7 yaş ön sezi aşaması olarak incelenir.

Somut işlemler dönemi 7-11 yaş arasını kapsar.

Soyut işlemler dönemi 11 yaş ve ilerisini kapsar.

Ancak,ben naçizane olarak, günümüz  çocuklarını ve gençlerini izlediğimde birşeylerin eksik olduğunu düşünüyorum. Şiddete eğilimin artması, çocukların bir türlü tatmin olamamalarında, doyumsuzluklarında manevi değerlerin değişik nedenlerle verilmediğini ya da verilemediğini düşünüyorum.Çocuklar, günümüzde pekçok uyaranla karşı karşıya,bu durum;onların kalıtım yolu ile getirdikleri zeka seviyesinin en üst düzeyine  kadar ulaşabilmelerini sağlıyor. 4-7 YAŞ DÖNEMİ ni kapsayan önsezi aşamasında (işlem öncesi dönem) bazı bilgiler hissettirilerek verilebilir diye düşünüyorum.Çocuklar bu dönemde , YARI MANTIKSAL AKILda yürütebilir diyen Piaget in erken çocukluk döneminde FLORENCE MARTFİTCH’in ALLAH HAKKINDA  adlı eserinin de bu döneme uygun olacağını düşünüyorum. Soyut bir kavram olan ALLAH;  kitapta, somut örneklerden giderek tanıtılmıştır.

Allah ın sevgisi, dünyadaki herşeyi çocuklar, insanlar için oluşturması, dünyadaki her canlının önemli olduğu, insanlara, hayvanlara sevgi beslemenin Allah ı memnun edeceği, Allah ın her zaman ve her yerde olduğu , bizlerin iyi ve doğru davranışlarımızı ödüllendirebileceği, yanlış davranışlarımızı da gördüğü ; zaman zaman hatırlatılırsa, ya da uygun kaynaklardan yararlanılabilirse,  çocuklarda küçük yaşlardan itibaren , otokontrol mekanizmasınının  çalıştırılabilineceğini düşünüyorum.

Bu konuda önemli olan husus kararında, bıktırmadan ve yetkin kişiler tarafından, yaş guruplarına uygun verilmesidir.Aralara yanlış yorumlar sokulmadan , ancak, böyle bir varlığın olduğu ve herkesin kendi kontrolünü kendisinin gerçekleştirebileceği kavratılmalıdır.

Nasıl anne karnındaki bebek şu tarz müzikten böyle; o tarz müzikten şu biçimde etkilenebilir diyorsak; bu konuda da küçük yaşlardan itibaren işin UZMAN ı kişilerden yardım alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR.

Hassas bir konu olduğu ve ailelerin kendilerinin de belki yeteri kadar bilgili olmadıkları hususta çocuğa kim yardımcı olacaktır? İnsanların dayanıp, güvenecekleri VAR lığa ihtiyaçları vardır. ALLAH ı tanımayan, öğretilmemiş, hep maddi konular ön planda tutulmuş, 17-18 yaşına gelmiş gençlerin durumu ortada. Bu ihtiyaç değişik yollarla giderilmeye çalışılıp, aşırı uçlarda dolaşan, bir insan hayatını hiçe sayan, sivrisinek öldürür gibi insan öldüren ………birşey demek mümkün değil, birarada yaşamak zorunda insanlar…

İnsanların hayatı pamuk ipliğine bağlı, sokaklarda sahipsiz dolaşanlar, hergün bir masum insanın canına kıyabiliyorlar. Acaba ALLAH ın hepimizi görebildiği küçük yaşlardan itibaren verilebilse durum ne olabilirdi?

NOT: Kitabın resimlemesi, orjinaline uygun olarak tarafımdan yapılmıştır.

İkinci not ta sevgili 81 mezunu arkadaşlarıma:  Hatırladınız mı? bu kitabı hocalarımız ,o dönemde  Çocuk Gelişimi ve Eğitimi alanında kaynak bulamadıkları için Amerika dan getiriyorlardı.Ben de kendi el çizgilerimle  herhangi bir teknik kullanmadan resim yapma isteğimi gerçekleştirdim. Biraz bize NOSTALJİ de yaşatsın istedim.

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

————————————————————————————-

0

Güzel Sözler -2

Bir insan hakkında hüküm vermeden önce, onun kumanda mevkiine geçmesini bekleyiniz.         SOPHOCLES

 

Bilgisiz olduğumuzun şuuruna varmak, bilgiye doğru atılan büyük bir adımdır.           B. DISRAELI

 

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.      KONFUÇYUS

 

Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır.        ATATÜRK

 

Hiçbir mücadele yoktur ki ahlak esaslarına dayanmadan ilerleyebilsin.           ATATÜRK

 

Cahil davula benzer, sesi çok çıkar, ama içi boştur.           ŞEYH SADİ

 

Adalet, yeryüzünde, Allah ın terazisidir.        HZ. EBUBEKİR

 

Kişinin kurtuluşu doğruluğundadır.        HZ. OSMAN

 

İnsanlar pek çoktur ama insanlığı bilenler öyle az ki.       HZ. ALİ

 

Öfke çılgınlıktır, ona hükmetmeye çalış, yoksa o sana hükmeder.        HORATIUS

0

Güzel Sözler -1

İradene hakim, vicdanına esir ol.        ARİSTO

 

İnsan her zaman kahraman olamaz ama, her zaman insan olabilir.        FRANKLİN

 

Bir küçük mum yakmak, karanlığa sövüp durmaktan daha iyidir.          CONFUCIUS

 

Gerçeği, sadece aklımızla değil, kalbimizle de anlarız.         B. PASCAL

 

İlim,mu tlu zamanlarda servet, fena zamanlarda sığınaktır.         ARISTO

 

Hiçbir iş zor değildir, yeter ki küçük parçalara bölmesini bilelim.         H. FORD

 

Arkadaş, yanında yüksek sesle düşünebildiğin kişidir.          R. WALDO EMERSON

 

Gelecek, ümit edenler için vaadlerle doludur.          GOETHE

 

Müzik bir denizdir. Ben paçaları svadım ama, giremedim.           DEDE EFENDİ

 

Kendine yapılmasını istemediğin muameleyi, başkasına yapma.        CONFUCIUS