0

Sulugözüm Ben

  • Sulugözüm Ben

    Merhaba Öznur Hanım ; Ben 15 yaşındayım. Kendimi bildim bileli hemen herşeye ağlarım. Bu yüzden okuldaki herkes bana sulugöz diye lakap takarlar. Kendime hiç güvenemem, hem negatifimdir. Ağlamamak için kendimi tutmaya çalışıyorum ama yine olmuyor sizce napmalıyım ..? 😦


  • Uzman

    Konusunun uzmanı “ Öznur SİMAV” diyor ki :

    Merhaba canım,
    Ağlamamak için kendini tutmaya çalışmak ayrıca stres ilave eder. Bir bakmışsın, gözünden yaşlar akıyor. Bu nedenle rahat olmalısın. Sonra ağlamak kötü birşey değilki. Kendine güvensen zaten bunu sorun olarak görmezsin. Bu nedenle negatif düşünceleride uzaklaştırmak için bir pedagogtan yardım alman iyi olabilir. Sana uygun davranış biçimleri önerecektir. Ayrıca ”gönlünü açmak, kendini ifade etmek ” başlıklı makalemi okursan sana faydalı olacağını umuyorum. Sevgiler…
    ÖZNUR SİMAV-PEDAGOG-KADIKÖY-İSTANBUL

0

SİZDEN GELENLER

Çoçuğumuz 5.5 yaşında bizim hiç bir dediğimizi yapmıyor. yemek yediremiyoruz.alışverişe gidemiyoruz.her yapma dediğimiz herşeyi yapıyor ama yap dediğimiz hiç bir şeyi yapmıyor.yemek yediremiyoruz.ve yaşıtlarına göre gelişimi iyi değil.boyu 105cm kilosu 17 su an ana sınıfına gitmekte ama hala ders yapmıyor sevmiyor.kardeşi olacak kardeşini istemiyor bize bu konuda yardımcı olursanız cok seviniriz.

Merhabalar,

Öncelikle çocuğunuzun anaokulunda ders yapması gibi ifadenizden yanlış algılandığını düşündüm. Çocuğunuzun gelişimini ve psikolojik sorunlarını düzenlemeden fazla birşey bekleyip, çocuğunuzu bıktırmayın. Gelişim açısından uyku ve yemek problemlerini halletmeden boy ve kilosunu artıramazsınız. Günlük hayatı tam bir şekilde düzenlenmeden iştahı olmayacaktır. Hepsi birbirine bağlı. Öncelikle iyi bir uyku almasını sağlamalısınız. Sinirli olması bundan olabilir. Temel ihtiyaçlarını iyi bir şekilde düzenledikten sonra ondan beklentileriniz olabilir. Yani yap deyince yapabilir 🙂 çocuğunuzla zıtlaşmayın. Ancak, her istediğini de ağlayınca, bağırınca yapmayın. Yapacaksanız baştan yapın. Yapılmayacak şeyse ağlayınca da yapmayın. Çocuğunuzla önceden konuşun. Şimdilik bunları yapmaya çalışın.Gelişmelerden beni haberdar edin. Konu çok kapsamlı olduğu için ancak uzaktan bunu söyleyebilirim. Uykusunu alınca beslenmesini de etkiler. Mutlaka öğünlere dikkat edin. Aralarda abur cubur vermeyin. Çikolata vb. yemekten sonra biraz verebilirsiniz. Sabah kahvaltısını ihmal etmeyin. Takıldığınız yerde mesaj atabilirsiniz.

Hoşçakalın, mutlu günler dilerim.

ÖZNUR SİMAV-PEDAGOG

2

ÇOCUĞUNUZUN YENİ BİR OKULA ; YA DA OKULA YENİ BAŞLAMASI SORUN OLMASIN

Çocuklarımız en değerli varlıklarımızdır. Hazırlıklar, doğum öncesinden itibaren başlar. Anne ve baba adayları doğacak bebekleri için ne gerekiyorsa alma heyecan ve telaşını yaşarlar. Hazırlıklar, bölgeden bölgeye değişiklikler gösterir. Bazı bölgelerimizde, yünler yapılır, alınır, bebek için örülür. Buna benzer hazırlıkların dışında ebeveyn adayları bu konuda aynı zamanda bilgi edinme isteği ile birçok yayın izleyebilirler,alabilirler.

Doğum süreci de yaşandıktan sonra bebeğin ilk ayları heyecanla, tedirginlikle, bebeğin aşıları, rahatsızlıkları ile geçer. Anne ve baba için yepyeni bir hayat başlamıştır. Bebek için uykusuz kalmak, ağlama sesleri, belki ertesi günü işe gitme gibi durumlar yaşanır. Aileye yeni bir birey katılmıştır ve her durumu ile size muhtaçtır. Bunun yanında ilk yıl, bebeğin hızlı bir gelişim süreci yaşadığı görülür. İlk ağlama, ilk gülme gibi duygusal tepkiler, ilk dişinin çıkması , ilk baba, anne demesi, mama demesi anne ve babaya diğer aile bireylerine hoş heyecanlar yaşatır. Oturabilme, emekleme,ilk ayağa kalkma, koşma ard arda gelişir.

Belki, bu yıllarda bakıcı, bebek evi gibi durumlarda gündeme gelebilir. Ya da aile büyüklerinin bebeğe bakması gerekebilir. Bu aylarda, yaşamın ilk yıllarında ten teması ve güven duygusunun gelişimi çok önemlidir. Eğer, bebek evi, kreş gibi kavramlarla karşı karşıyaysanız çevre araştırması, referans gibi durumlara dikkat etmenin yanısıra özellikle annenin çocuğu için güvenli olabileceğini düşündüğü yer olmalıdır. Hijyen önemlidir, ancak, günümüzde bebeklerde genelde alerjik durumlar yaşanabildiği için temizlik malzemelerinin kullanımında ya da mekanın düzenlemesinde bunlara dikkat edilir olmalıdır. Hemşire, sürekli bulunursa iyi olur.

Anaokulu çağında çocuğun okula başlama isteği sosyalleşme ihtiyacı ile kolaylaşır ya da oyun saatleri düzenleyen kurumlara çocuk anne ile birlikte biraz zaman geçirebilir. Bu da kolaylık sağlayıcı bir durumdur. Bunun yanında anne-babanın kararlılığı önemlidir. Çocuk, orada kesinlikle bırakılmayacağını bilmeli ve inanmış olmalıdır. Burada çocuğun ailesine güvenmesi, okula gitme durumunu abartmamaları, büyüdüğü için doğal bir süreç olduğu duygusu hissettirilmelidir. Bunun dışında, önce ebeveyn olarak okula gönderme durumuna siz benimsemiş olmalısınız. Ama, gerçekten…Ayrıca, ayrılma seramonisi de fazla uzatılmamalıdır.

İlköğretime başlama, eğer anasınıfından devam ise fazlaca sorun yaratmaz. İlk başlama, önce belki öykü kitapları okunarak, çocuğa resimleri anlattırarak, drama yapılarak, oyunlaştırarak, doğal hissettirerek, doğaçlama şeklinde de uygulanabilir. İlköğretim ara sınıflarında ailenin yer değiştirmesi nedeniyle okul değişiklikleri olabilir. Bu yaşlarda, öğretmen ,arkadaş faktörü biraz zorlayıcı olabilir. Durum, çocuğa açık ve net şekilde açıklanmalı, onun durumunun çok iyi anlaşıldığı, ancak, bunun bir zorunluluk olduğu, eğer mümkün olsaydı, böyle bir değişiklik yapılmak istenmediği çocuğa ifade edilmeli, böyle bir yaşantının da kendisi için iyi olabileceği, daha çok arkadaşı olabileceği, geride kalacaklarla ileride bir yerlerde birlikte olabilecekleri, iletişim araçlarını bazen kullanabileceği, değişik öğretmenleri tanımış olmanın da kendisine yararları olacağı, onu bağımlılıktan kurtarıp, kişiliğini geliştireceği anlatılmalıdır. Ancak, gidilecek okulla ilgili, çocuğun beklentisini yüksek tutulmamalıdır. Çocukta bazen okula gitmeden önce, karın ağrıları, istifraları olabilir. Bunlar, çocuğun gerçekten bir rahatsızlık durumu yoksa, okula gitmek istemediğinin göstergeleridir.Çocuk, ilgi çekmek istiyordur. Çocuk, hoş tutulup, nane-limon,ıhlamur gibi hafif içecekler içirilip,hiç bir rahatsızlık durumunun kalmayacağına ve okuluna rahatlıkla gidebileceğine ikna edilmelidir.